İsrail Filistin Savaşının Ülkemize Yansımaları

Aslında bu savaş iki ülkenin savaşı değil bu savaşın bir tık ilerisi üçüncü dünya savaşıdır. Gerçi bu savaş asırlardır devam ediyor. Çünkü Haçlı Seferleri’nden bu yana batılı güçlerin hedefinde yer alan bir yerdir savaşın olduğu yer.

Haçlı seferleri 1096-1272 yılları arasında Avrupalı Katolik Hristiyanların, Papa'nın isteği ve çeşitli vaatleri üzerine İslam sancağı altındaki Ortadoğu üzerinde bir hakimiyet kurma girişimiydi. Ancak Haçlı Seferleri İslam Komutanı Selahattin Eyyubi tarafından bozguna uğratılmış ve büyük bir yenilgi almıştır.

Ortadoğu’nun en önemli yerlerinden biri de Mescid-i Aksa’dır. Mescid-i Aksa Müslümanların Mekke ve Medine'den sonra İslam'ın en kutsal üçüncü dini mabedi olarak kabul edilir. Burası aynı zamanda Yahudiler için de kutsal bir alandır. Tapınaklar bölgesi ile Süleyman Tapınağı, Yahudiler ve Müslümanlar arasında bitmeyen bir çekişme konusudur. O yüzden bu savaş asırlardır devam ediyor dedim.

Bu savaş her ne kadar İsrail Filistin savaşı olarak görülse de aslında bu durum tam da böyle değildir. Sıcak olmasa da bu savaşta bir çok devletin dahli söz konusudur.

Ülkemizde bir çok kurum İsrail mallarını satmayacaklarını ilan etti. Vatandaşlar tarafından da tepki geldi ancak tepkinin ya da eylemin dozu biraz farklıydı. Vatandaş kola ve benzeri meşrubatları sokaklara dökerek, bazı yemek ve kahve zincirlerine saldırarak bu tepkilerini gerçekleştirdi.

Bazıları da içtiği Amerikan markası sigaralarını tüttürerek, batılı marka kıyafetlerini giyerek, batılı marka araçlarında tur atarken, ve daha da ileri gideyim batılı marka cep telefonları ile İsrail ve Amerika mallarını protestoya etmeye ve halkı kışkırtmaya devam ediyor.

Şimdi soruyorum bankalara teminat yatırıp evini tarlasını ipotek veren ve kredi kullanıp faiz ve borç altına girip yiyecek ve içecek açan esnafın ne günahı var ki işyerleri taşlanıyor, işyerlerinde eylemler yapılıyor ?

Bu yerlerde kaç personel çalışıyor, kaç kişi evine ekmek götürüyor ?

Bir ülkeye bağımlı olmaktan kurtulmanın yolu ekonomik bağımsızlıktan geçer. Durmadan bilim ve teknolojiye ayak uydurup üretmemiz gerekiyor ve bunu yaparken de hukuk kurallarına uyarak gerçekleştirmeliyiz. Böylelikle batılıların önüne geçeriz, onların mallarını tükeceğimize onlar bizim mallarımızı tüketir. Yediğimiz ekmeğin tohumundan kullandığımız ilaçlara kadar bir çok şey ithal. Bunların önüne geçmek için tek adres ve yapılacak yol belli. Aksi ise yaptığımız eylemler şovdan öteye geçemez. Yani hukuk dışına çıkıp esnafın, garibanın dükkanlarına zarar vermekten kaçınalım. 07/11/2023 Şanlıurfa